Faı̇z Oranına İtı̇raz Varsa Yasal Faı̇z Oranında Faı̇z Hesaplanabı̇lı̇r

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 12. Hukuk Dairesi

Esas No.: 2014/32708
Karar No.: 2015/8240
Karar tarihi: 02.04.2015

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi F. I. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından 1.071.272,07 TL 29.09.1991 tarihli sözleşmeden kaynaklanan hak ediş alacağı, 131.126,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.202.398,78 TL alacağın, asıl alacağa yıllık %16 oranından az olmamak üzere avans faizi, icra giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsili talebi ile genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 20.12.2010 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine yasal sürede borçlu vekilinin icra dairesine verdiği dilekçe ile 882.399,00 TL asıl alacak ile takip öncesi için istenen 131.126,65 TL işlemiş faizine, bunların avukatlık ücreti dahil sair ferilerine ve avans faizi talep edilemeyeceğinden bahisle takipte istenen faiz oranına da itiraz ettiğini bildirdiği anlaşılmıştır.

27.12.2010 tarihinde borçlu vekilinin bu dilekçesi İcra Müdürlüğü tarafından İİK’nun 66. maddesi uyarınca incelenmiş ve takibin 882.399 TL+ 131.126,65 TL= 1.013.525,65 TL için durdurulmasına, kabul edilen 188.873,07 TL asıl alacak üzerinden devamına, faiz oranına itiraz edilmiş ise de olması gereken faiz oranı itiraz dilekçesinde belirtilmediğinden faiz oranına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.

Borçlu vekili, “faize oranına itirazın reddine” dair söz konusu icra müdürlük kararı ve bu doğrultuda icra müdürlüğünce, kabul edilen asıl alacağa avans faiz oranı esas alınarak yapılan 26.06.2014 tarihli hesap işleminin iptali ve bu hesaplama sonucu bulunan borç tutarı üzerinde yazılan haciz müzekkeresine dayalı olarak T. Bankası hesabına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurmuştur.

Mahkemece, takip sonrası istenen %16 faiz oranı yanında 131.126,65 TL takip öncesi işlemiş faiz bakımından da borçlunun itirazı nedeni ile takibin durması gerektiğinden bahisle 27.12.2010 tarihli icra müdürlük kararının bunlara ilişkin kısmının iptali ile %16 faiz oranı ve 131.126,65 TL işlemiş faiz yönünden takibin durdurulmasına, 26.06.2014 tarihli hesap tablosunun 95.566,32 TL takip sonrası işleyen faiz miktarı ile haciz müzekkeresinin de aynı tutar bakımından kısmen iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz incelemesine konu yapıldığı görülmektedir.

Konuya ilişkin İİK.nun 66.maddesi uyarınca yasal sürede icra dairesine yapılan itiraz üzerine itiraz edilen kısım yönünden takip olduğu yerde durur. Ancak kabul edilen kısım üzerinden alacaklının takibe devam hakkı vardır. Buna göre borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekeceğinden, kabul edilen 188.873,07 TL asıl alacağa bu tarihten itibaren 3095 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca yasal faiz hesaplanmalıdır. Borçlunun faize itirazında, olması gereken faiz oranını göstermemesi faiz oranına yapılan itirazı geçersiz kılmaz; oran göstermeksizin faize oranına yapılan itirazın; yasal faiz oranını aşan miktar için yapıldığı kabul edilmelidir. Borçlunun avans faiz oranına itiraz etmesi (halinde avans oranlarına göre hesap yapılması mümkün değil ise de,) yasal faiz üzerinden hesap yapılmasına engel teşkil etmez. Bunun gibi kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden sonraki dönem için masraf ve icra vekalet ücretinin de hesaplanabileceği pek tabidir.

O halde mahkemece; kabul edilen asıl alacağa, takip tarihi sonrası için yasal faiz oranı esas alınarak bilirkişi tarafından sunulan 21.08.2014 tarihli raporda yapılan hesaplamanın, yukarıda belirtilen ilke ve kurallara uygun olup olmadığı denetlenerek ve gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınmak sureti ile şikayet konusu hesap işleminin doğru olup olmadığı tespit edildikten sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi, uyuşmazlık ve şikayet konusu olmadığı halde ve bu hususta icra müdürlüğünce itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verildiği göz ardı edilerek takip öncesi dönem için istenen 131.126,65 TL işlemiş faiz miktarı yönünden de takibin durdurulmasına karar verilmesi HMK’nun 26. maddesine aykırı ve isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.